
Haberler
Geniş
15 Temmuz: Darbe bahanesiyle yapılan sivil darbenin gecesi
Bimen ZARTAR 15 Temmuz, Türkiye tarihine bir “darbe girişimi” olarak değil, iktidarın uzun süredir ördüğü sivil darbe sürecini tamamladığı gece olarak geçti. O gece tankların sokaklarda yürütülmesi, jetlerin alçaktan uçması ve köprülerin kapatılması; bir darbeye değil, bir senaryoya hizmet etti. Bu senaryo, “başarısız bir darbe girişimi” adı altında, aslında çok daha derin, planlı ve sistematik […]
15 Temmuz 2016: Türkiye’nin Reichstag Yangını
Dr. Arif YILMAZOĞLU 15 Temmuz 2016, hâlâ birçok yönü karanlıkta kalmış ve iktidar tarafından gizli tutulmuş olmakla birlikte, Türkiye için adeta bir Reichstag Yangını niteliği taşımaktadır. Bu tarih, totaliter bir rejime geçişin, özellikle de başkanlık sistemine yönelimin ilk ve kanlı adımıdır. Hukukun askıya alındığı, adaletin ayaklar altına alındığı, temel insan haklarının sistematik biçimde ihlal edildiği […]
Platonik Demokrasi mi?
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ Türkiye’nin modern tarihinde, 31 Mart Vakası’ndan (1909) başlayarak Babıali Baskını’na (1913) ve Cumhuriyet dönemi askeri darbelerine uzanan süreç, demokrasi ve insan hakları açısından derin izler bırakmıştır. Bu olaylar, siyasi istikrarsızlık, güç mücadeleleri ve otoriter eğilimlerin gölgesinde, halkın iradesini ve temel hakları sıkça hiçe sayan müdahaleler olarak tarihe kazınmıştır. 31 Mart Vakası […]
Türkiyelilik, çeşitlilik ve toplumsal ahenk
Doç. Dr. Vahap AKTAŞTürkiyelilik, Türkiye’nin tarihsel, kültürel ve toplumsal dinamiklerinden doğan bir kimlik kavramı olarak, son yıllarda sıkça tartışılan bir mesele haline geldi. Bu kavram, bir yandan ulusal kimlik arayışını, diğer yandan ise çeşitlilik (diversity) gibi modern dünyanın öne çıkardığı değerlerle uyum sağlama çabasını yansıtıyor. Çeşitlilik; farklı etnik, dini, kültürel ve ideolojik grupların bir arada […]
Yangın Yeri
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ Türkiye, son günlerde adeta bir yangın yerine dönmüş gibi. Hem doğal afetlerin hem de siyasi çalkantıların gölgesinde zorlu bir süreçten geçiyor. Ormanlarımız alev alev yanıyor, CHP’li belediyelere yönelik operasyonlar siyasi arenayı ısıtıyor, Pençe-Kilit Harekâtı’nda kaybettiğimiz kahraman askerlerimiz yüreklerimizi dağlıyor. Bu üç farklı olay, birbirinden bağımsız gibi görünse de toplumsal ve siyasi ahlakın […]
Maraş, Madımak Ve Başbağlar
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ “Kan sıçratmayın sabahın seherine” diye uyarıyordu şair. Türkiye’nin yakın tarihi, toplumsal barışı derinden sarsan ve kolektif hafızada iz bırakan trajik olaylarla doludur. Maraş Katliamı (1978), Madımak Katliamı (1993) ve Başbağlar Katliamı (1993), bu olayların en acı örneklerinden bazılarıdır. Bu olaylar, yalnızca can kayıplarıyla değil, aynı zamanda toplumsal kutuplaşma, kimlik çatışmaları ve […]
Oryantalist Bir Ezber: Şiddetin Kaynağı Din (mi)dir?
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ “Şiddetin kaynağı dindir” ifadesi, modern dünyada sıkça yankılanan, ancak hem doğu hem de batı perspektifinden bakıldığında derinlemesine sorgulanması gereken bir klişedir. Batı’da, Aydınlanma sonrası dinin toplumsal etkisi azalsa da, seküler ideolojiler de şiddetten muaf değildir. Fransız Devrimi’nin giyotinleri, Nazi Almanya’sının soykırımı veya komünist rejimlerin milyonları yok eden politikaları, seküler ideolojilerin de […]
Zulmün Karanlık Mirası
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ “Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak.” Bu dizeler, yalnızca bir şairin kaleminden dökülen sözler değil; insanlığın asırlık yaralarına, zincir seslerine, susturulmuş çığlıklarına bir ağıt. Tarih, zulmün kanlı mürekkebiyle yazılmış sayfalarla dolu. Haccac’ın kılıcından Firavun’un kırbacına, Nemrut’un ateşinden Franco’nun toplu mezarlarına, Stalin’in […]
Aşk, “Mona Roza”sını Kaybetti
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ Aşk, insan ruhunun en derin kuyusu, en yüksek zirvesi. Bazen bir gülüşte başlar, bazen bir mısrada. Mona Roza, Sezai Karakoç’un kaleminden damlayan o eşsiz aşkın sembolü, bir neslin yüreğinde yankılanan mısralarla hayat buldu. Ama ya aşk, Mona Roza’sını kaybederse? Ya o mısralar, bir sabah sessizce solup giderse? Mona Roza, sadece bir […]
İtirazım var, umutsuzluğun lüzumu yok…
Doç. Dr. Vahap AKTAŞ Sokrates, “önce kendini tanı” der. Sufiler “kendini bilen yaratıcıyı bilir” derler. Sanatkâr kendi iç dünyasına dalarak (ıntrospectıon) varlığı tanımaya ve ifade etmeye çalışır. Kendini bilmeyen, tanımayan, tanımaya çalışmayan bunun mücadelesini vermeyen bireyler ve toplumlar yok olmaya mahkumdur. Tarih bilimi bireyi, toplumu anlamanın bilimidir. İçinde insanın olduğu her şeyi anlama çabası; savaşları, […]