Oryantalist Bir Ezber: Şiddetin Kaynağı Din (mi)dir?
3 mins read

Oryantalist Bir Ezber: Şiddetin Kaynağı Din (mi)dir?

Doç. Dr. Vahap AKTAŞ

“Şiddetin kaynağı dindir” ifadesi, modern dünyada sıkça yankılanan, ancak hem doğu hem de batı perspektifinden bakıldığında derinlemesine sorgulanması gereken bir klişedir.

Batı’da, Aydınlanma sonrası dinin toplumsal etkisi azalsa da, seküler ideolojiler de şiddetten muaf değildir. Fransız Devrimi’nin giyotinleri, Nazi Almanya’sının soykırımı veya komünist rejimlerin milyonları yok eden politikaları, seküler ideolojilerin de din kadar yıkıcı olabileceğini göstermiştir.

Batı’da din, örneğin İrlanda’daki Katolik-Protestan çatışmasında bir kimlik unsuru olarak kullanılmış, ancak bu çatışmaların kökeninde ekonomik ve siyasi güç mücadeleleri yatmaktadır.

Daima sevgiye dayalı olduğunu iddia eden kilise, prensip olarak “kılıçtan nefret eder”. Ancak bu prensibe rağmen deniz aşırı dünyaya açılan Batı Hristiyan’lığının korsanlar ve sömürgecilerle sıkça kılıca başvurması tarihin bir başka ironisidir.

Hristiyanlık, “Komşunu sev” (Matta, 22:39) gibi barışçıl öğretilere sahipken, tarih boyunca sömürgecilik ve köle ticareti gibi uygulamalar Hristiyanlık adına meşrulaştırılmıştır. Bu, dinin özünden çok, güç peşindeki aktörlerin dini bir araç olarak kullanmasının bir yansımasıdır.

Din, insanlık tarihindeki en güçlü anlam yaratma araçlarından biridir. Ancak, bu anlam hem barış hem de çatışma için kullanılabilir. Din, toplumsal düzeni meşrulaştıran bir sistemdir; ancak bu meşruiyet, güç arayanlar tarafından kolayca manipüle edilebilir. Psikolojik açıdan, dinin grup kimliğini pekiştirme gücü, “biz ve öteki” ayrımını keskinleştirerek çatışmalara zemin hazırlayabilir. Yine de bu, dinin özünden değil, insan doğasının tribal eğilimlerinden kaynaklanır.

Modern dünyada, ekonomik eşitsizlik, siyasi baskı ve kültürel yabancılaşma gibi faktörler, şiddetin temel tetikleyicileridir. Din, bu bağlamda bir araç olarak kullanılabilir, ancak asıl motor değildir. Örneğin, Ortadoğu’daki çatışmaların çoğu, petrol kaynakları, jeopolitik çıkarlar ve sömürgecilik mirasıyla bağlantılıdır; din, bu mücadelelerde bir maske olarak işlev görür.

“Şiddetin kaynağı dindir” ifadesi hem doğu hem de batı tarihindeki örneklerle çürütülmesi gereken bir genellemedir. Din, insanlık tarihindeki en güçlü anlam sistemlerinden biri olarak hem barışın hem de çatışmanın hizmetine koşulmuştur. Şiddeti dinin özüne bağlamak hem tarihsel hem de sosyolojik açıdan yüzeysel bir yaklaşımdır. Asıl mesele, insanın güç, kaynak ve kimlik arayışında yatmaktadır.

Oryantalist bir lensle dinleri, özellikle İslam’ı, şiddet yanlısı olarak damgalamak, yalnızca önyargıları pekiştirir ve gerçek sorunların üstünü örter.

Doğru bir analiz, dinin bağlamını, insan doğasının karmaşıklığını ve sosyo-politik dinamikleri dikkate almalıdır. Din ne şeytandır ne de melek; o, insanın elinde şekillenen bir aynadır. Soru, bu aynada neyi görmek istediğimizdir.

Fakirliği, cehaleti ve kini ortadan kaldırmadıkça şiddet belası en sofistike stratejileriyle egemenlere hizmet etmeye devam edecek.

Sırtını akla, ahlaka ve bilime dayayan düşmez.

Kaynak : https://www.turkishpost.net/vahap-aktas-yazdi-i-oryantalist-bir-ezber-siddetin-kaynagi-din-midir/#

Bir yanıt yazın