
GÖKTEN İNŞAAT MÜHENDİSİ YAĞIYOR !
Dr. Arif YILMAZOĞLU
31 Aralık 2024 itibariyle Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) verilerine göre İnşaat Mühendisleri Odasına kayıtlı 160.455 inşaat mühendisi mevcuttur.
1997 yılında Türkiye’de toplam 36 İnşaat Mühendisliği Bölümü mevcut olup toplam kontenjan sayısı ise 3153 olarak bilinmektedir. 2003 yılında İnşaat Mühendisliği Bölümü sayısı 40’a, 2010 yılında bu sayı 55’e ulaşmış olup 2020 yılına gelindiğinde ise tam 138 tane İnşaat Mühendisliği Bölümü mevcut olduğu tespit edilmiştir. 2024 yılında ise toplam 126 üniversitenin İnşaat Mühendisliği Bölümü mevcuttur. 2003 yılından 2024 yılına kadar İnşaat Mühendisliği Bölüm sayısında %215 artış meydana gelmiştir.
İnşaat Mühendisli Bölümüne taban puanına göre yerleşen son kişilerin AYT matematik netleri 2 ile 31.25 arasında değişmekte olup ortalama net sayısı 12’dir. AYT Fen (Fizik-Kimya-Biyoloji) için ise taban puanına göre yerleşen son kişilerin ortalama net sayısı 4.70 gibi çok düşük seviyelerde kalmıştır. 2024 YKS yerleştirme sonuçlarına göre İnşaat Mühendisliği Bölümü’ne yerleşen öğrencilerin büyük bir çoğunluğunun başarı sıralaması 50 binin üzerindedir.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonucunda elde edilen verilere göre 2025 yılı başı itibarıyla Türkiye’nin nüfusu ise 85.664.944’tür. Öyle ki ülkemizde her 534 kişiye bir inşaat mühendisi düşmekte olup gökten inşaat mühendisi yağsa bu seviyeye ulaşamazdık ! 3 Haziran 2024 itibariyle müteahhit sayısı ise 646.364 olup Türkiye’de her 133 kişiye bir müteahhit düşmektedir. Göklerimizden inşaat mühendisi yağarken, topraklarımızdan müteahhit fışkırıyor…. Dünyanın hiçbir ülkesinden böyle bir tablo mevcut değildir !
Ülkemizde inşaat mühendisliğinin kalitesi her dönem gittikçe azalmakta ve maalesef bu kalite kaybının bedelini bazen canımızla bazen de malımızla ödemek durumunda kalıyoruz. Kontrolsüz bir şekilde artan ve hiçbir planlama yapılmadan arttırılan İnşaat Mühendisliği Bölümü sayısı beraberinde liyakatsizliği ve kalitesizliği getirmiştir.
Hem devlet üniversitelerinde hem de vakıf üniversitelerinde tam teşekküllü yapı laboratuvarı, yapı malzemesi laboratuvarı, hidrolik laboratuvarı, zemin laboratuvarı vb. bulunmayan birçok İnşaat Mühendisliği Bölümü vardır. Üniversitede laboratuvar kokusu almadan mezun olan öğrencilerin sayısı doğrusu ne kadardır tahmin edemiyorum.
Tek amacı eğitim üzerinden gelir sağlamak olan yeterli altyapı, donanım ve sosyal alanlara sahip olmayan apartmandan, AVM’den bozma üniversitelerden mezun olan mühendislerin ne kadar bilgili ve donanımlı olabileceğini sizlerin takdirine sunuyorum. Bu bireylerin yapılarımızda şantiye şefliği yaptığı ve proje müellifi olduklarını da gözönüne alırsak ne kadar ciddi ve vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim. Maalesef paket programları bilmenin mühendislik olduğunu zanneden ve onların sonuçlarını mutlak doğru kabul eden çarpık anlayışın da bu kalitesizlikte ciddi payı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Siz bir programa veri olarak ne girerseniz o size sadece onun çıktısını verir.
Hiçbir planlama olmadan arttırılan inşaat mühendisliği bölümü sayılarından dolayı bugün binlerce mühendis işsiz kalmıştır ve bir kısmı da asgari ücrete hatta daha düşük seviyelerde çalışmaktadır. İnşaat mühendisliği bölümüne kayıt yaptırıp ya da mezun olup alandışı sektörlerde çalışan yüzlerce mühendis olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.
Bu tespitlerden sonra mevcut problemin çözümü için belirteceğim hususların dikkate alınmasının faydalı olacağını düşünüyorum. İnşaat mühendisliği bölümleri, ülke ihtiyacına ve istihdam kapasitesine göre planlanmalı ve yeni bölüm kesinlikle açılmamalı ve mevcut kontenjanlar düşürülmelidir. Üniversitelerde inşaat mühendisliği eğitimi için yapı, malzeme, hidrolik ve zemin laboratuvarları gibi temel altyapılar zorunlu hale getirilmeli ve altyapısı yetersiz bölümlere öğrenci alımı durdurulmalıdır.
Aynı zamanda nitelikli akademik kadro sağlanmalı ve öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı da azaltılmalıdır. Bölüme kabul edilecek öğrenciler için YKS başarı sıralaması ve net barajları artırılarak akademik kalite yükseltilmelidir. Mezun olmadan önce zorunlu staj süreleri ve şantiye/laboratuvar uygulamaları artırılarak mühendis adaylarının saha deneyimi kazanmaları sağlanmalıdır. Proje müellifliği gibi yetkiler, sadece mesleki yeterlilik sınavını geçen ve belirli tecrübeye sahip mühendislere verilmelidir. Mezun mühendislerin işsiz kalmaması için sektör-istihdam planlaması yapılmalı, kamu projelerinde genç mühendis istihdamı teşvik edilmelidir.
Yetkin mühendislik uygulamasına geçilerek her alanda uzman ve liyakatli kişilerin görev alması sağlanmalıdır. Meslekte etik ve yasadışı fiillerin önüne geçmek için İnşaat Mühendisleri Odaları vasıtasıyla bilinçlenme sağlanmalı ve aynı zamanda katı cezai müeyyideler uygulanmalıdır. Mühendis ile işveren arasında imzalanacak sözleşmede, TMMOB tarafından belirlenen asgari ücretin altına düşülemeyeceği şart koşulmalı. SGK bildirgeleri ve maaş ödemeleri, bu standartlara göre denetlenmeli. Bunun için gerekli kanuni düzenlemeler yapılmalıdır.
“Bu, neden sürekli benim başıma geliyor” diyorsan bir şaman öğretisi şöyle der “Ders, sen öğrenene kadar devam eder”. Evet ülkemizde inşaat mühendisliğinin kalitesindeki düşüş alarm seviyesindedir… Kendimize gelelim derim.