Zengezur Koridoru: ABD’nin Stratejik Hamlesi
6 mins read

Zengezur Koridoru: ABD’nin Stratejik Hamlesi

Doç. Dr. Vahap AKTAŞ

Zengezur Koridoru, Güney Kafkasya’nın jeopolitik satranç tahtasında yeni bir hamlenin adı olarak öne çıkıyor. Azerbaycan’ı Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ve dolayısıyla Türkiye ile doğrudan bağlamayı hedefleyen bu proje, sadece bir ulaşım hattı değil, aynı zamanda küresel güç dengelerini yeniden şekillendiren bir stratejik girişim olarak gözüküyor.

8 Ağustos 2025’te ABD’nin ev sahipliğinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan arasında imzalanan tarihi anlaşma, Zengezur Koridoru’nun kapısını aralarken, ABD’nin hem Rusya’ya hem de İngiltere’ye karşı ustaca bir manevra yaptığını gösteriyor.

Zengezur Koridoru, Azerbaycan’ın ana topraklarını Nahçıvan’a bağlayarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya ve Orta Asya’ya uzanan bir ticaret ve enerji köprüsü oluşturmayı amaçlıyor. Bu hat, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne alternatif olarak görülen Orta Koridor’un kilit bir parçası. Aynı zamanda, Hazar Denizi’nden Akdeniz’e ve Basra Körfezi’ne uzanan Kuzey-Güney Koridoru’nun da tamamlayıcısı niteliğinde. Koridorun açılması, bölgesel ticareti canlandırmakla kalmayacak, aynı zamanda Güney Kafkasya’daki ekonomik ve siyasi dengeleri kökten değiştirecek bir potansiyel taşıyor.

ABD’nin Zengezur Koridoru’na ilgisi, yalnızca ekonomik bir girişim olarak değerlendirilemez. Beyaz Saray’da gerçekleşen anlaşma, koridorun geliştirme haklarının ABD’ye verilmesi ve hatta 99 yıllığına bir Amerikan şirketine kiralanması önerisi, Washington’ın bölgedeki jeopolitik hedeflerini açıkça ortaya koyuyor. Bu hamle, özellikle Rusya ve İngiltere’ye karşı stratejik bir üstünlük sağlama çabası olarak okunabilir.

Rusya, tarihsel olarak Kafkasya’yı “arka bahçesi” olarak görmüş ve bölgedeki etkisini sürdürmek için yoğun çaba sarf ediyor. Ancak 2022’deki Ukrayna savaşının Moskova’yı zayıflatması, Güney Kafkasya’daki nüfuzunu azalttı. Zengezur Koridoru’nun ABD kontrolüne geçmesi, Rusya’nın bölgedeki geleneksel hegemonyasına ciddi bir darbe vurabilir ve vuruyor.

ABD, koridor üzerinden ticari akışları denetleme ve hatta kesintiye uğratma yeteneği kazanarak, Rusya’nın ekonomik ve siyasi etkisini sınırlamayı hedefliyor. İran’ın da projeye karşı çıkması, Rusya ile Tahran arasındaki stratejik ittifakı zorlayarak Moskova’yı daha da izole edebilir.

İngiltere, tarihsel olarak Kafkasya’da enerji ve ticaret yolları üzerinden nüfuz arayışında olmuş, özellikle Azerbaycan’ın enerji kaynaklarına erişimde kilit bir aktör olarak hareket etmiştir. Ancak Zengezur Koridoru’nun ABD’nin liderliğinde şekillenmesi, İngiltere’nin bölgedeki rolünü gölgede bırakıyor. ABD’nin koridoru bir Amerikan şirketine kiralama önerisi, Londra’nın enerji ve lojistik alanındaki etkisini zayıflatıyor. İngiltere’nin Brexit sonrası Avrupa-Asya ticaret yollarında söz sahibi olma çabaları, ABD’nin bu hamlesiyle sekteye uğruyor. Dahası, ABD’nin Azerbaycan ve Ermenistan’ı kendi eksenine çekmesi, İngiltere’nin bölgesel diplomasideki manevra alanını daraltıyor.

Zengezur Koridoru’nun açılması, bölgesel aktörler arasında yeni bir güç dengesi yaratıyor. Türkiye ve Azerbaycan için bu proje, Türk dünyasını birleştiren bir köprü olarak görülürken, Ermenistan için ise küresel ticaret ağlarına entegrasyon fırsatı sunuyor. Ancak Ermenistan’ın koridorun kontrolünü ABD’ye devretme eğilimi, Erivan’ın bağımsızlığını riske atabilir. İran, koridorun kendi transit rolünü bypass edeceği ve kuzey sınırlarında ABD varlığını güçlendireceği gerekçesiyle projeye sert bir şekilde karşı çıkıyor. Tahran’ın “kırmızı çizgi” söylemi, bölgedeki gerilimi artırabilir.

Çin’in “Kuşak ve Yol Girişimi” de bu denklemde göz ardı edilemez. ABD’nin koridor üzerindeki kontrolü, Çin’in Avrupa’ya uzanan ticaret yollarını denetleme kapasitesini tehdit ediyor. Ancak Çin’in sessiz kalışı, projeden ekonomik fayda sağlayabileceği beklentisinden kaynaklanıyor olabilir.

Zengezur Koridoru, sadece bir ulaşım hattı değil, aynı zamanda küresel güç mücadelesinin yeni bir cephesidir. ABD, bu projeyi Rusya’nın Kafkasya’daki etkisini kırmak ve İngiltere’nin enerji ve ticaret yollarındaki rolünü zayıflatmak için ustalıkla kullanıyor.

Türkiye ve Azerbaycan için ekonomik ve stratejik fırsatlar sunan bu koridor, aynı zamanda İran ve Rusya için bir meydan okuma niteliğinde. Bölgesel barış ve refah vaat eden bu proje, aynı zamanda yeni çatışma risklerini de beraberinde getiriyor. Zengezur, sadece yolları değil, Güney Kafkasya’nın zihinsel ve stratejik sınırlarını da yeniden çiziyor.

Bu satranç oyununda, ABD’nin hamlesi şimdilik avantaj sağlamış görünüyor. Ancak Rusya ve İngiltere’nin bu yeni denkleme nasıl yanıt vereceği, koridorun geleceğini ve bölgenin istikrarını belirleyecek. Türkiye’nin ise bu süreçte hem ekonomik kazanımlarını maksimize etmesi hem de jeopolitik risklere karşı dikkatli bir denge politikası izlemesi gerekiyor.

Koridor, ABD’nin küresel hegemonyasını pekiştirme stratejisinin kilit bir piyonu. Bu dar geçitte atılacak her adım, yalnızca Kafkasya’nın değil, Avrasya’nın stratejik haritasını yeniden çizecek.

Zengezur Koridoru, 21. yüzyılın jeopolitik satranç tahtasında bir dönüm noktası olmaya aday.

Strateji, bugünün hamlelerini yarının zaferine bağlayan köprüdür ve yalnızca ne yapacağını değil, neyi yapmayacağını da bilmektir.

Kafkasya’da nasıl bir oyun sergilenecek. Hangi aktörlerin yıldızı parlayacak, hangi oyuncular saf dışı edilecek. İzleyip göreceğiz.

Ha bu arada izlemek, suça iştiraktir.

Bir yanıt yazın